Buca Tıp Merkezi Radyoloji Uzmanı Dr. Tankut Tokatlıoğlu, kapalı alan korkusu (klostrofobi) olan kişilerin MR çekilme sıkıntısı yaşadıklarına değinerek, bu korkularını açık MR sayesinde yenebildiklerini belirtti.
Sağlıklı ve hastalıklı dokular arasındaki farklılıkları saptamak ve tanımlamak için kullanılan MR (Manyetik rezonans görüntüleme) yöntemi pek çok kişinin kabusu haline gelebiliyor. Özellikle kapalı alan korkusu (klostrofobi) olan hastalarda çekim esnasında panik atak krizleri bile yaşanabiliyor.Çoğu kişinin MR çekimi sırasında nefes alamadığını, boğulacakmış ya da ölecekmiş gibi hissettiğini anlatan Dr. Tokatlıoğlu, bu kişilere anestezi altında uyutularak veya hastanın korku durumuna göre sakinleştirici ilaç desteğiyle çekim yapıldığını ifade etti.
HASTALAR MEMNUN
Gelişen teknoloji ve yöntemler sayesinde özellikle kapalı alan korkusu olan hastalarda artık MR’da yaşanan şikayetlerin kalmadığını vurgulayan Dr. Tokatlıoğlu, şunları söyledi:
“MR çekimi detaylı tanı koymada büyük önem taşıyan bir yöntem. MR cihazının bir başka özelliği ise radyasyon etkisinin olmaması. Açık MR’da manyetik alan kapalı MR’a göre daha az diyebiliriz. Fakat bu görüntülemede herhangi bir sorun yaratmamakta. Açık MR’da istenilen sonuca ulaşılamıyorsa hasta zaten kapalı MR’a yönlendiriliyor. Eskiden günde 5-6 hasta kapalı MR’a giremeyeceğini söylüyordu ve bırakıyordu. Hatta bazen çekim esnasında panik atak geçirenler oluyordu. Çoğu kişi sakinleştirici alıyor, bir kısmına da uyutularak çekim yapılıyordu. Kapalı MR çekimi hastanın durumuna göre 10 dakika ile bir saatlik bir sürede tamamlanıyor. Dolayısıyla bir saat boyunca kapalı, dar bir ortamda kalmak insanları kötü etkiliyor. Açık MR’da ise süre 10 – 15 dakika arasında değişiyor. Açık MR çekimlerinde hastalar hiçbir korku yaşamadan rahatlıkla çekim yaptırabiliyor”