Sağlık Köşesi

Tiroid nodülü sizi korkutmasın

Tiroid nodülü sizi korkutmasın


Terim olarak tiroid nodülü, tiroid içinde bir yumru içerisinde tiroid hücrelerinin anormal büyümesi anlamına gelir. Nodüllerin hasta ve hekim açısından üç önemli özelliği vardır; nodülün kanser olup olmadığıdı,

 

kontrolsüz bir şekilde çalışarak aşırı hormon üretimi ile hipertroidi denilen hastalığa yol açıp açmadığı ve büyük nodüllerde rastlanan etraf dokulara baskı yapıp yapmadığı.

Nodül oluşumunda iyodun gıda ile yetersiz alınması, genetik yatkınlık, çevresel ve kişisel özellikler gibi değişik faktörler etkili olmaktadır. Özellikle iyot eksikliği, ülkemizde nodül oluşumunda yakın geçmişte en önemli etken olarak izlenmektedir.

Hastalarının büyük bir kısmında nodüllere bağlı bulgu yoktur. Çoğu nodül başka bir şikayetle başvuru sırasındaki muayenede ya da başka bir nedenle yapılan boyun görüntülemesi sırasında saptanır. Bir kısmında boyun bölgesinde şişlik ele gelebilir veya görülebilir. Bazen nodüller çok büyüdüğünde nefes darlığı ve yutkunmada zorluğa neden olabilir. Hastaların çoğu sinirli oluşunu, çabuk yorulmasını veya çarpıntılarını bu nodüllere bağlasalar da, aslında arada belirgin bir ilişki yoktur.

Tiroid nodüllerinin büyük çoğunluğu (yüzde 90-95) iyi huylu olmasına rağmen, bir kısmı (yüzde 5-10) kanser hücreleri içerebilmektedir.
Bu olasılık nedeniyle, bir tiroid nodülü değerlendirilirken bir tiroid kanserini yakalamak hedeflenir.
Elle yapılan muayeneden sonra en önemli tetkik olan tiroid ultasonografisi, nodülün hakkında detaylı bilgi vermektedir. Hastanın öyküsü, muayenesi ve ultrasonografisi birlikte değerlendirilerek kanser açısından şüpheli bulgular varsa ince iğne aspirasyon biyopsisi gerçekleştirilmelidir. İnce iğne aspirasyon biyopsi sonucunda kanser veya kanser kuşkusunun belirtildiği tüm nodüller ameliyat edilmelidir. Nefes borusuna baskı yapan iri nodüllü vakalar ise kanser kuşkusu olmasa bile ameliyat edilmelidir. İnce iğne aspirasyon biyopsi sonucu iyi çıkmış tüm nodüller, ultrasonografi ile izlenmeye devam edilmelidir. Nodülün takibinde kanser lehine değişikliklerin izlenmesi durumunda iğne biyopsisinin tekrarı düşünülmelidir. Tiroid hormon seviyeleri normal düzeylerde iken nodüllerin büyümesine engel olmak için tiroid hormonu tedavisi verilmesi genellikle yararlı olmamaktadır.

Hastanın nodülü veya nodülleri otonom, yani aşırı çalışan nodüllerse bunu T3, T4 ve TSH gibi tiroid fonksiyonlarını gösteren kan testleri ile ispatlamak ve tiroid sintigrafisi ile nodüllerin sıcak nodül olduğunu göstermek gerekir. Sıcak nodüllerde kanser olasılığı düşük olduğundan çoğunlukla iğne biyopsisine gerek yoktur ve sıklıkla radyoaktif iyot verilerek tedavi edilirler.